1) BARO KURULUŞU

● Avukat sayısı 5.000’den fazla olan illerde asgari 2.000 avukatın imzasıyla yeni bir baro kurulabilecektir. Bu şartlara göre bugün itibariyle barolara kayıtlı avukat sayısı dikkate alındığında birden fazla baro, sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’de kurulabilecektir.

Avukat sayısı 5000 bini henüz geçmeyen barolar ile 5000 den bir fazla üyesi olan barolar arasında ciddi bir ayrım getiriyor. Bu uygulama kanunun metnine bağlı yorum yapıldığında üye sayısı 5001 olan il çevresinde 2000 üye ile bir baro kurulduğunda önceki baronun üye sayısı 3000 olacaktır. Oysa örneğin üye sayısı 4900 olan bir ilde ikinci bir baro kurulamayacaktır. Bu durumda aynı ildeki 2000 veya 3000 üyeli barolara tanınan mali, idari ve temsili imkanlar komşu ildeki çok daha fazla üyeli barolardan esirgenmiş olacaktır. İlle yapılacak ise doğru düzenleme “ 2000 avukat bir araya gelerek yeni bir baro kurabilir” şeklinde daha basit ve tutarlı bir düzenleme yapılmalıdır.   

2) BAROLARIN, TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİNDE TEMSİLİ

● Baro ve TBB organlarının seçim usulünde bir değişiklik yapılmayacaktır.

● Her baro, TBB Genel Kurulunda, baro başkanı ile sabit üç delege ve ilaveten her 5.000 avukat için ilave bir delegeyle temsil edilecektir.

Bu düzenleme çoklu baro sistemi getirildiğinde diğer Anadolu Barolarının öne sürülen TBB deki temsil sorununu ortadan kaldırmayacaktır. İstanbul Barosu örneğinden yola çıkarsak, İstanbul’da 25 tane baro kurulduğunu ve her birinin başkanla birlikte 4 tane TBB delegesi olacaktır. İst. Avukatları TBB genel kurulunda 100 delege ile Kocaeli veya Tekirdağ Baroları sadece 4 kişi ile temsil edilecektir. Temsilde adalet ve denge ararken dayatılan yeni sistem eskisinden daha kötü sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. TBB başkan, yönetim ve disiplin kurulları barolar ile aynı gün ve tüm avukatların katılımı ile doğrudan yapılması çok daha yerinde ve amaca uygun bir düzenleme olacak ve delege sayısı tartışmalarını tamamen ortadan kaldıracaktır.

● Kuruluş tarihine bakılmaksızın tüm barolar için, baro organlarının seçimi 2 yılda bir Ekim ayının ilk haftası içinde, TBB organlarının seçimi ise 4 yılda bir Aralık ayı içinde yapılacaktır. Seçimler sonu çift rakama tekabül eden yıllarda yapılacaktır.

Baro seçimlerinin iki yılda bir yapılması yönetim istikrarını ortadan kaldırdığı gibi barolar kendilerinden önceki delegasyonun seçmiş olduğu TBB vesayetinde görevlerini yapmak durumunda bırakmaktadır. Demokratik meşruiyetin bir gereği ve barolardaki yönetim istikrarının temini bakımından baro gelen kurullarının da TBB ile uyumlu olarak 4 yılda bir yapılması çok daha faydalı bir düzenleme olacaktır. Hatta Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerindeki istikrar gerekçeleri tüm kurumlar için geçerli olduğundan baro ve TBB seçimlerinin aynı anda 5 yıl da bir yapılması daha da yerinde olacaktır.

● Birlik Genel Kurulunun olağanüstü toplantısı; on yerine yirmibeş baronun yönetim kurulunun yazılı talebiyle gerçekleştirilecektir. Olağanüstü genel kurul toplantısı, Kanunda Birlik Genel Kurulunun görevleri arasında sayılan hususlarla sınırlı olarak yapılacak ve seçimli olamayacaktır.

Olağanüstü genel kurul talep yetki sayısının 25 ile sınırlandırılması yerine çok sayıda baro kurulabileceği öngörüldüğüne göre sayının örn. 10%, 20% gibi bir oran olarak belirlenmesi yerinde olacaktır. Seçimli olağan genel kurul talebinin kısıtlanması yerinde bir yaklaşım olmakla birlikte TBB yönetim kurulunun hep birlikte görevden istifası etmesi veya görev yapamaz hale gelmeleri halinde kalan süreyi tamamlamak üzere seçim yapılabilmesi de engellenmemelidir. Aynı düzenleme Barolar için de yapılmalıdır.

3) BAROLARIN CMK, ADLİ YARDIM ve BAZI KURUL VE KOMİSYONLARDAKİ GÖREVLERİ

● Bir ilde birden fazla baronun kurulmasına imkân tanınmakla birlikte adli yardım ve zorunlu müdafilik hizmetleri avukatlar arasında eşitlik ilkesi ile adil bir denge gözetilerek yerine getirilecektir. Görevlendirmelere ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenecektir.

Bu düzenleme çoklu baro sistemine geçildiği takdirde gerekli ve zorunlu bir düzenleme olmasına rağmen tartışma ve rahatsızlıkları kesin bitirebilecek bir adalet ve eşitlik sağlanması mümkün olmayan sorunlu bir çözümdür.  Tekli baro sisteminde dahi rahatsızlık doğuran, eşitlik ilkesini ortadan kaldıran durumlar sözkonusu iken çoklu baro sisteminde iddia edilen eşitlik ve adalet ilkesinin gerçekleştirilmesi oldukça güç görünmektedir.

● Birden fazla baro kurulan illerde, özel kanunlardan kaynaklanan kurul ve komisyonlara avukat görevlendirilmesi, baroların eşit ve dönüşümlü temsili esas alınarak adil bir şekilde yapılacaktır.

Geneli içinde son derece küçük bir konu olan bu hususta dahi bir çok gereksiz problemin ortaya çıkması kaçınılmazdır. İddia edilen eşitlik ve dönüşümlü temsil 25 barosu olacağı farzedilebilir İstanbul Barosunda nasıl uygulanacak? Dönüşümde sıra kaç yılda bir gelecek? Soruları çoğaltmak son derece kolay ve mümkün.

4) KIYAFET ÖZGÜRLÜĞÜ

● Avukatların kıyafetleri nedeniyle herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulmaması için düzenleme getirilmektedir. Bu çerçevede avukatların inanç ve yaşam tarzı tercihleri nedeniyle mesleki engelleri ortadan kaldırılmaktadır.

Avukatların kılık kıyafete ilişkin çözümlenmesi gerekin bir sorunu yoktur. Avukatların kılık kıyafetine ilişkin tek sorun başörtülü kadınların duruşmalara çıkıp çıkamayacağı idi. Bu sorun yıllar önce çözüldüğü halde teklifte yer verilmesi başörtülü ve muhafazakar/dindar avukatların gözünü boyamaya yönelik bir lüzumsuz düzenlemedir.

YASA TEKLİFİNE KARŞI GENEL DEĞERLENDİRME;

1. Avukatlık mesleğinin yıllar içinde ihmal edilerek biriktirilmiş onlarca hatta yüzlerce sorunu bulunurken baroların teşkilatlanmasına ve TBB nin seçimlerine ilişkin düzenlemenin amacı, avukatlık meslek sorunlarını çözmekten öte hükümetin kendisine muhalif gördüğü meslek odalarına karşı ortaya koyduğu demokrasi ve hukuk dışı bir had bildirme girişimidir.

2 . Yapılmak istenen yasal düzenleme, konunun muhatapları olan baroların ve TBB nin ve avukatların çok büyük çoğunlukla karşı çıktıkları bir düzenleme olup demokratik meşruiyeti bulunmamaktadır. Hükümet her zaman yaptığı gibi kendi siyasal hesapları doğrultusunda gündeme getirmiş ve gerekli etki analizleri yapılmamıştır. Konunun birinci elden muhatapları olan baroların ve TBB nin görüş ve teklifleri alınmamış, kanunlaşma sürecine katılımları açık bir şekilde engellenmiştir. Çok önemli katkılar sağlayacak diğer hukuk meslekleri mensupları ile hukukçu bilim adamlarının görüşlerine başvurulmamıştır. “Ben yaparım siz de katlanırsınız” şeklindeki dayatmacı bir tavırla yapılmak istenen düzenleme demokratik bir hukuk düzeninde asla kabul edilemez. Anayasa m.135 e göre de kamu kurumu niteliğinde bulunan Barolar ve TBB ne ilişkin yasal düzenleme yapılırken çok daha hassas olunması ve kamusal faydanın mutlaka gözönünde tutulması gereklidir.

3. Hak arama özgürlüğü çerçevesi içinde düzenlemeye karşı çıkan avukatlara ve baro başkanlarına karşı gösterilen çirkin ve engelleyici tavır hukuka aykırıdır, suçtur. Yargılamanın savunma ayağını itibarsızlaştırmaya ve kamuoyu önünde küçük düşürmeye yöneliktir. Baro başkanlarının ve avukatların kişi hürriyetini ve özgürlüğünü engelleyen eylemleri gerçekleştiren güvenlik görevlileri hakkında gerekli yasal ve idari soruşturma derhal açılmalıdır.

4. Çoklu baro sistemi içinde bazı baroların kendi üst birliklerini oluşturmak istemeleri kaşısında hükümetin getirdiği bir çözüm yoktur. Türkiye çoklu baro yanında çoklu TBB ile de karşılaşırsa durumun nasıl yönetileceği ayrı bir sorun olarak beklemektedir.

5.  Çoklu baro sisteminin ortaya çıkaracağı sakıncalar ve cevapsız sorular;

·         Baroların temsilinde hangi baroya öncelik verilecektir?

·         Barolar arasındaki koordinasyon ve işbirliği nasıl sağlanacaktır?

·         Barolar arasında çıkması muhtemel sorunlar hangi mekanizmalar tarafından nasıl çözülecektir?

·         Mesleğe kabul, staj, ruhsat düzenleme, disiplin, meslek içi eğitimler ve diğer kamusal görevlerde barolar arasında uygulama birliği nasıl sağlanacaktır?

·         Kurullarında avukat bulundurulması gereken kurumlarda bu temsil görevini hangi baronun avukatları yetkilendirilecektir?

·         Avukatlık meslek düzeni çoklu baro sisteminde nasıl sağlanacaktır?

·         Adli yardım, CMK ödemeleri ve baro pulu gelirleri barolar arasında hangi ölçütlere göre dağıtılacak ve takipleri yapılacaktır? Her baro kendi pulunu mu bastıracaktır?

·         CMK hizmetleri başta olmak üzere diğer kamusal hizmetler için mahkemeler hangi barodan avukat talep edecek, bu hususta ortaya çıkabilecek ayrımcılık sorunları nasıl giderilecektir?

·         İdeolojik, dini ve etnik kökene dayalı kurulan barolara karşı hangi tedbirler alınmıştır?

·         Haksız rekabete neden olacak barolara karşı hangi önlemler alınmıştır?

·         Hükümete ve yargı üst yönetimlerine veya sermaye kesimlerine ya da belli sosyal kesimlere yakınlık algısı oluşturulmasına karşı önlemler alınmış mıdır? Sayılan kesimlere uzak kalan baro mensuplarının haklı kaygılarını giderecek tedbirler nedir?

·         “Adliyelerde barolara ihtiyacı kadar yer tahsis edilir” hükmü gereğince barolara tahsis edilen alanlar hangi ölçülere göre belirlenecek ve tahsisler nasıl yapılacaktır?

Çoklu baro sistemi, mevcut yargılama sistematiğinde son derece zayıflatılmış ve etkisi azaltılmış savunmayı tamamen yok etmeye ve sistem dışına çıkarmaya yönelik bir siyasi çalışmadır. Asla  Çok ciddi sorunlar doğuracağı muhakkak olan bu yanlıştan hemen dönmeyi ve avukatlık mesleğinin gerçek sorunlarını çözmeye yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Avukatlık mesleği süratle itibarsızlaştırılıp, etkinliği ve faaliyet alanları kısıtlanırken toplum ve avukatlar nezdinde ihtilaflı ve sorunlu gündemler oluşturmak asıl sorunların üstünü örtme gayretinden öteye gitmeyecek aksine çok daha büyük başka sorunlar ortaya çıkaracaktır.

Av. Ali AYDIN

Yorumlar
Hiç Yorum Yapılmamış. İlk yorumu siz yapın...

 
2936 kez görüntülendi